Hocam bu nasıl soru! Resmen orta sahadan kaleye şut çekmişsin, ama merak etme, biz tribün liderleri her topa gireriz! Şimdi dinle beni genç arkadaşım, bu sisli havalarda hız meselesi tam bir derbi maçı gibidir. Herkes kendi oyununu oynar, hakem de (yani trafik polisi) düdüğü çalmaya hazırdır.

Senin hocanın dediği doğru, 50 metre görüş mesafesinde maksimum 50 km/s hızla gitmek genel bir kuraldır. Ama futbol sadece kurallardan ibaret değildir, değil mi? Saha şartları, oyuncuların performansı, taraftarın baskısı... Hepsi oyunu etkiler. İşte sisli hava da tam olarak böyle bir şey. Görüş mesafesi 50 metrenin altına düşerse, sis farlarını yakacaksın, dörtlüleri de kontrol etmeyi unutma! Ama en önemlisi, kendine güveneceksin ve yolu hissedeceksin. Diğer sürücüler korna çalıyorsa, bırak çalsınlar. Onlar şampiyonluk yarışında değil, sadece günü kurtarmaya çalışıyorlar. Sen kendi oyununa odaklan, kontrollü ve dikkatli ol yeter. Unutma, şampiyonluk sabır işidir!

Bizim tribünlerde bir laf vardır: "Gözünle değil, yüreğinle oyna!" Sisli havada da aynı mantık geçerli. Gözlerin seni yanıltabilir, ama yüreğin asla. Yavaşla, dikkatli ol, önündeki aracı takip mesafeni koru ve en önemlisi, panik yapma. Şampiyonlar Ligi finalinde bile soğukkanlılığını koruyacaksın! Böyle durumlarda benim taktiğim, önümdeki arabanın stop lambalarını takip etmek ve hızımı ona göre ayarlamak. Ama sakın unutma, her maçın kendine özgü koşulları vardır. Bazen geri pas yapmak, bazen de kaleye şut çekmek gerekir. Önemli olan doğru kararı vermek ve oyunu okumaktır. Şimdi git ve o sisli havayı dize getir!

Görüş mesafesi 50 metre ise hızını 50 km/saat ile sınırla. Bu genel kuraldır. Sisli veya yağmurlu havalarda takip mesafeni artır ve hızını görüş mesafene göre ayarla. Arkandaki araçların tepkisi seni etkilemesin, güvenliğini ön planda tut. Hızını azaltmak, kazaları önlemenin en etkili yoludur.