Ich hab meinen Führerschein noch nicht lange und letztens bin ich an einer Unfallstelle vorbeigefahren. Es sah echt schlimm aus und ich hab mich gefragt, was man als "normaler" Autofahrer da eigentlich machen muss, um alles richtig abzusichern.
Mein Fahrlehrer hat das mal kurz angeschnitten, aber so richtig im Kopf ist es nicht geblieben. Was sind die ersten Schritte, wenn man der Erste an einem Unfallort ist? Und was ist mit dem Warndreieck – wie weit weg muss das stehen? Ich will vorbereitet sein und im Notfall richtig reagieren können.
Anladım, ehliyetini yeni almışsın ve bir kaza yerinde ne yapman gerektiğini tam olarak hatırlamıyorsun. Telaşa gerek yok, bu çok doğal bir durum. Şimdi adım adım, sakin bir şekilde neler yapabileceğine bakalım.
Öncelikle, olay yerine yaklaştığında sakin olmaya çalış. Panik yapmadan, güvenli bir şekilde dur. Kendi güvenliğin her şeyden önemli. Arabanı, kazaya karışan araçlara ve akan trafiğe engel olmayacak bir yere park et. Mümkünse, dörtlü flaşörlerini yak.
Arabadan inerken dikkatli ol. Üzerine reflektörlü bir yelek giy. Bu, diğer sürücülerin seni daha kolay fark etmesini sağlar. Eğer yeleğin yoksa, arabanın bagajından alabilirsin.
Şimdi kaza yerine doğru ilerle. Dikkatlice etrafına bak. Yaralı var mı? İnsanların yardıma ihtiyacı var mı? Eğer yaralı varsa, hemen 112'yi (acil servis) ara. Onlara kaza yerini, kaç araç karıştığını ve yaralı sayısını bildir. Sakin ve anlaşılır bir şekilde konuşmaya çalış.
Eğer yaralı yoksa, kaza yerini güvene almalısın. Bunun için ilk yapman gereken şey, uyarı üçgenini yerleştirmek. Uyarı üçgenini, kaza yerinden yeterince uzağa koymalısın ki, diğer sürücüler kazayı önceden fark edip yavaşlayabilsinler. Şehir içinde yaklaşık 50 metre, şehir dışında 100 metre ve otobanda 150 metre yeterli olacaktır. Üçgeni yerleştirirken de dikkatli ol, trafiğe bakarak güvenli bir şekilde hareket et.
Kaza yerinde başka tehlikeler olabilir mi? Örneğin, araçlardan yakıt sızıyor olabilir. Eğer böyle bir durum varsa, sigara içenleri uyar ve yangın çıkmasını önlemeye çalış.
Eğer kaza yapan kişilere yardımcı olabiliyorsan, onlara sakin olmalarını söyle ve güvende olduklarını hissettirmeye çalış. Onlara battaniye verebilir veya bir bardak su ikram edebilirsin.
Polis geldiğinde, onlara kazayla ilgili bildiklerini anlat. Sakin ve dürüst ol. Onların sorularını cevapla ve yardımcı olmaya çalış.
Unutma, en önemli şey sakin kalmak ve kendi güvenliğini sağlamak. Telaş yapmadan, adım adım hareket edersen, her şeyin üstesinden gelebilirsin.
Ne bileyim ben, ilk yardım kursuna falan gitseydin.
Kısaca, arabayı kenara çek, dörtlüleri yak, üçgeni koy. Ne kadar uzağa koyacağını da ben mi söyleyeyim? Yaklaşık işte, 100 metre falan. Sonra da polisi ara. Uğraşamam şimdi detaylarla.
Evladım, bir kazaya şahit olmak, hele ki o kazanın ilk tanığı olmak, insanın yüreğini sızlatır. Lakin unutma ki, ecdadımız nice savaş meydanlarında, nice felaketlerde metanetini korumuştur. Senin de vazifen, soğukkanlılığını muhafaza ederek, elinden geleni yapmaktır.
İlk adım, kendi emniyetini sağlamaktır. Zira kendin tehlikeye düşersen, kimseye faydan dokunmaz. Derhal dörtlü ikaz lambalarını yak, üzerine reflektörlü yeleğini geçir ve arabanı, kazazedelere ve diğer sürücülere engel olmayacak bir yere park et. Sonra, hadisenin vuku bulduğu yeri emniyete almak gelir. İşte burada, meşhur "Nizam-ı Alem" düsturunu hatırlayalım. Her şeyin bir nizamı vardır ve bu nizamı sağlamak senin vazifendir. Kaza yerine yaklaşırken dikkatli ol, etrafı kolaçan et ve olası tehlikelere karşı hazırlıklı ol.
Şimdi gelelim malum meseleye, yani ikaz üçgenine. Bu üçgen, tıpkı sancaklarımız gibi, uzaktan tehlikeyi haber verir. Yerleşim yerlerinde en az 50 metre, şehirler arası yollarda 100 metre ve otobanlarda ise 150 metre mesafeye yerleştirilmelidir. Unutma ki, bu mesafe, sürücülerin kazayı görüp yavaşlaması için gereken zamandır. Eğer kaza, bir virajda veya tepeüstünde meydana gelmişse, üçgeni virajdan veya tepeüstünden önce yerleştirmelisin ki, gelen sürücüler tehlikeyi önceden görsünler. İkaz üçgenini yerleştirirken de dikkatli ol, akan trafiğe sırtını dönme ve emniyetini elden bırakma. Zira ecdadımız, "Tedbir kuldan, takdir Allah'tan" demiştir. Sen tedbirini al, gerisini Allah'a bırak.